Birçoğumuz televizyon izlerken rastlıyoruz, uzun yıllar evli olan çiftlerin evliliklerinin konu edildiği programlara. Hiç aklımıza gelmezdi böyle konuların TV’de yer alacağı, uzun süre devam eden evlilikler normal karşılanırdı. Kısa süren evlilikler ise anormal karşılanırdı. Şimdi ise tam tersi olmaya başladı. Artık şaşırıyor insanlar, soruyorlar kendilerine, nasıl olur da aynı kişiyle, aynı çatı altında yıllarca bir hayat devam eder, nasıl olur da sevgiyi ve saygıyı hiç kaybetmeden, birbirlerinin gözüne aynı sıcaklıkta bakarlar diye.
Yazık ki eş olmanın sorumluluğunu bilmeden, evliliği idrak edemeden bir anlık hevesle yuvalar kuruluyor, en ufak bir olumsuzlukla da aynı hızla yıkılıyor.
Tabii ki bunda gelişen teknolojinin getirdiği tüketici toplumu olmamızın da etkisi olduğunu düşünüyorum, farkında olmadan sevgiyi ve sabrı çok çabuk tüketir olduk. Tahammül gücümüz gittikçe azaldı. Hayallerimiz de değişti artık, önceden iki gönül bir olunca samanlık seyran oluyordu. Şimdi 4-5 odalı evlere sığamaz oldu.
Hayallerimizle sabrımız da değişti Büyüklerimiz, evleneceksen her şeyi görmeyeceksin, her şeyi duymayacaksın derlerdi, galiba haklılar. Ağızdan çıkan her cümleyi o kadar önemsiyoruz ki, farkında olmadan insanların da hata yapabileceğini unutuyoruz. Deyim yerindeyse, bir bardak suda fırtınalar koparıyoruz, bu da bizi yalnızlık ve mutsuzluğa itiyor.