Anadolu’nun Tüyap’ı,   bu yıl üçüncüsü açılacak olan Kahramanmaraş kitap fuarı tam da bu tanımın altını dolduruyor. En azından benim gönlümde. Hele de 15 Temmuz darbe girişiminin önlenmesinde büyük rol oynayan, Türkiye tarihine geçmiş o şanlı kahraman Ömer Halisdemir anısına atfedilmesi farklı bir hassasiyet, takdir edilesi bir vefa borcu oldu.  İnsanın memleketinde kültürel anlamda böyle etkinliklerin yapılması heyecan, mutluluk ve umut verici. Yazarken bile insan heyecanlanıyor. Layıktı bu memleket, geç kalınmıştı buna. Bu konuda büyük emek sarf eden Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Fatih Mehmet Erkoç Beyefendiyi yürekten kutluyorum. Yapılması gereken en baş hizmetti bu bence ve yapılıyor. Yerelden ulusala yüzlerce yayınevi ve yazar bir çatı altında buluşacak. Benim de Kahramanmaraşlı yazarlar standında 29 ve 30 Ekim’de imza günüm olacak, Allah nasip ederse. Umuyoruz, bu muhteşem fuarın devamı her yıl daha da gelişerek, büyüyerek gelir, temennimiz bu yolda.

Bu memleketin bir karış toprağını kazsanız ya şiir dizeleri çıkar ya bir edebiyatçının kemiklerine rastlarsınız. Ama yıllarca başka şeylerle etiketlendi güzel memleketim, yanlış tanındı, yanlış tanıtıldı. Oysa bu topraklar Yedi Güzel Adamların yetiştiği ve nicelerinin yetişeceği verimli topraklardı. Sesimizi mi duyuramadık, yoksa kapalı kutu gibi yaşayan insanımız bir türlü o kutuyu kırıp dünyaya mı açılamadı. Evet, hala o kapalı kutu demir kilitle kilitli. Kendim de yazar olmama rağmen bu eleştiriyi yapmak zorunda hissediyordum ne yazık ki. Hala, bir masanın etrafında toplanıp muhabbeti deryadan çıkıp dünyaya, ulusala açılamadık. Hep o dört köşe masada ve yerelde kalan, yerelde basılıp, eşe dosta dağıtılan hediye kitaplar... Ne olacak, biz bizi zaten tanıyoruz. Ulusala taşımadan kendimizi, nasıl yetişecek yeniden Yedi Güzel adamlar. Yedi Güzel Adamlar dilimize pelesenk oldu, orada da kaldı. Bu yolda kadınlara ne kadar fırsat verildi, ne kadar engellendi bu çok tartışma götürür. Bir masanın etrafını dolduramayacak kadarız ne yazık ki. Suç kimde, bilmem, herkes kendine bir pay çıkarmalı ben dahil. Elbette böyle kapalı toplumlarda kadın yazar olmak zor. Kadının sesi cılız çıkar, sessiz çığlıklarda bir işe yaramaz.

Son günlerde, adı Kitap Yaprağı olan sivil bir oluşumun yönetim kadrosunda AR-GE sorumlusu olarak bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Kitap yaprağı sivil bir oluşum. Kitap okumayı, okuduğunu idrak edip fikre ve hayata dönüştürmeyi, bunun yanında sosyal sorumluluklarla ihtiyaç sahiplerine ulaşmayı hedefleyen, aynı zamanda yazar ve okur buluşmalarıyla yeni eser ve yazarları halka tanıtmak amaçlı kurulmuş gönüllülük esasına dayanan, tamamen kültürel bir faaliyet. Bu oluşumun en büyük hedefi olan memleketimizde bir kitap kafe kurma mücadelesi içine girdik. Size ne diyenler olabilir. Evet, bize çok şey; her ilkbahar okulların gevşediği, sınav ve derslerin artık boş verildiği, biraz da baharın romantik rehavetine kapılan gençler, parklarda çimenlerin üzerinde, ağaçların gölgeliklerinde, kızlı erkekli pek de hoş olmayan görüntüler vermeye başlar. İşte o zamanlarda, o parklarda içki, sigara vs. alışkanlıklar bulaşıcı hastalık gibi bulaşır hayatın genç meyvelerine. Biz de dedik ki; “Çekelim bu gençleri kitap kafelere, orada sohbet muhabbet arasında kitap okuma alışkanlığı edinsinler, yazarlar uğrasın zaman zaman mekana, onlarla sohbet etsinler, belki hayatın farklı penceresini keşfettirsin kitabını okuduğu yazar ona. Eee yapın elinizden alan mı var, doğru alan yok ama destek, omuz veren yok. Bu aşamada çeşitli büyük firmalardan destek hizmet istemeye kalkıştık, siz adına sponsorluk deyin. Ne öğrendik dersiniz, meğer memleketimizin büyük firmaları, bu tür kültürel, sosyal sorumluluk projelerini İstanbul gibi büyük şehirlere aktarıyorlarmış, oralara yapıyorlarmış. Yorum yapmıyorum, siz gereken yorumu yapmışsınızdır.

Niyet halisse yastığa başınızı rahat koyarsınız. Dün kitap yaprağı olarak ilk sorumluluk projemizi gerçekleştirdik. Merkeze bağlı Bertiz Ağabeyli İlkokulu’nun Kütüphanesi yok, haberini aldık bir süre önce. Yüreğimize ateş düştü, kolları sıvadık, eşten dosttan kitap topladık ve o gün, o muhteşem gün, oradaki köyün, bizim köyün çocuklarına, tanımadığımız ateş yürekli çocuklara kitapları yetiştirip kurduk kütüphaneyi. Ulaşım konusunda da Büyük Şehir Belediye Başkanımız Fatih Mehmet Erkoç yetişti imdadımıza, katkısından dolayı minnet duyduk.

Daha nice projelere imza atacağız belki, daha nice gönüllere dar imkanlarımızla umut olacağız yanan yüreklere. Bu oluşumu Kahramanmaraş’ta başlattık ve şimdi on ile dallar verdik, on il bizimle aynı kalpte sevgi ile çarpıyor. Bizim hedef ve amaçlarımızı onlarda paylaşıyor. Biz bir damlayız ama okyanuslara talibiz, bu ülke ancak okuyan, okuduğunu idrak eden, güzel Türkiye için fikirler üreten, vatan aşkını yol haritası yapan insanlarla yükselecek. Her şeyi devletten bekleme zihniyeti bizi nereye kadar taşır. Biz zora talibiz ama güzel bir gelecek düşlüyoruz. Her gün gelen şehit cenazelerini gördükçe, onlara olan minnet duygumuz, ülke için bir şeyler yapma azmimizi kamçılıyor. Belki bir gün milyonlarca denizyıldızından sadece birini denize tekrar atmak bize nasip olur. Ne dersiniz? Kitap fuarında kitap yaprağının da standı olacak, sahip çıktığı için fuar komisyonuna teşekkür ederiz. Sizleri de misafir etmekten onur duyarız.

Esen ve insan kalın

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.