Yaklaşık 1 yıl önce meslektaş abilerimden biri çok güzel kitap diyerek, imzalayıp vermişti: ‘Madalyasız-120 kahraman 40 yıllık söz’ isimli kitabı.

Kitabı Mehmet Uluğtürkan yazmış. Darendeli Mehmet Ağa’nın-kitapta Yeniceli Mehmet Ağa diye geçiyor- Maraş’ın işgal edildiği dönemlerde kendi servetini harcayarak 120 adam toplayıp, yardıma gelmesini konu alıyor.

Ben kitapta birkaç noktaya dikkat çekeceğim ve bunun Maraş’ın kurtuluş destanını, savaşını, kahramanlığını nasıl zan altında bıraktığının değerlendirmesini okuyuculara havale edeceğim.

Kitapta Mustafa Kemal Atatürk tarafından Maraş’a gönderilen Kılıç Ali lakaplı Yüzbaşı Asaf’ın kurtuluş mücadelesini organize ettiği, yönettiği ve Fransızları kentten kovduğu yazılıyor.

Bunu; sayfa 109’da “Kılıç Ali’nin komutasındaki Maraş direnişinin işi gittikçe zorlaşmaktaydı.”, sayfa 110’da “Kılıç Ali ve komuta heyeti bu inanca ziyadesiyle güvenseler de savaşların akılcı stratejiler gerektirdiğini bilecek kadar deneyimliydiler.”

Sayfa 113’te “Kılıç Ali çoğu zaman olduğu gibi iki metre boyu olan ceviz masaya serdiği haritaya dalmıştı; zamanının büyük bölümünü burada harcıyordu. Bazı geceler iki büyük mum bitirinceye kadar mola vermeden çalıştığı oluyordu….. O zaman da uykuya ve istirahate pek vakit kalmıyordu.

Sayfa 116’da, “Kılıç Ali’nin Zeytun’u ilk hedef olarak belirlemesinin nedeni bu zulümlere bir son vermekti.” gibi ifadelerden anlıyoruz, görüyoruz.

Kılıç Ali’nin, Maraş kurtuluş savaşının içinde hele hele en tepesinde olduğu ve mücadeleyi, organize edip yönettiğine dair söylentiyi bile hiç duymadım. Eğer kitapta yazılanlar doğruysa; Arslan Bey, Ali Sezai Efendi, Evliya Efendi, Muallim Hayrullah, Mıllış Nuri gibi özgürlük aşığı ve savaşı yöneten isimleri nereye koyacağız. Bu en hafif tabirle, bu insanların fedakarlığına ihanet değil mi?

Bakalım mücadelenin komutanı Arslan Bey, Kılıç Ali hakkında hatıratında ne demiş?

Arslan Bey’in oğlu Mahmut Toğuz tarafından hazırlanan ve Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi tarafından 2018 yılında bastırılan ‘Maraş Kurtuluş Mücadelesi Komutanı Arslan Bey’in Hatıratı’ isimli kitaptan alıntılar yapacağım. ‘Kılıç Ali batı cephesinden aldığı Bertiz ve Yenicekale kuvvetleriyle iş göremiyordu. O günlerde Kılıç Ali, Evliya’nın arkası arkasına kiliseleri düşürdüğünü görünce gayrete geldi. Kılıç Ali kuvvetleri…… Birçok şehit vermelerine rağmen başarılı olamıyorlardı. (sayfa 43)”

“Kılıç Ali’nin şehre gelip harekatı bizzat idare etmemesi, düşman topluluklarına karşı cephe tutmaması ve etrafına toplananların dükkan, mağaza ve hanları yağma etmeleri, Kılıç Ali cephesinin başarısızlığına ve doğu cephesindeki düşman kuvvetlerinin yer yer taarruza geçmelerine sebebiyet veriyordu. (Sayfa 44)”

“Kılıç Ali’den yardım istenmişse de önemsemediği için Kılıç Ali’yi Fatmalı Derviş’in evine davet ederek gittim. (sayfa 45)”

“Şubatın onuncu günü Kılıç Ali cephesinde panik başladı. Cancık cephesindeki kuvvetlerimiz düşmanı durdurmak şöyle dursun, düşmanla harp etmeden çekiliyorlardı. (sayfa 48)”

Kılıç Ali’nin Maraş’ın kurtuluş savaşında komutan ve idareci olduğunu yazanlara karşı verilecek en güzel ve büyük cevap savaşın gerçek komutanından geliyor.

Yazarımız sanırım kendisiyle de çelişiyor. Yazar kitabın 109. sayfasında, ‘Maraş’taki işgal güçlerinin mevcudu neredeyse dört bin (4000) kişiydi. Bunun iki binden fazlası Ermeni, kalanları Fransız’dı.” ifadelerini kullanmış ve devamında bunların yerleştirildiği noktaları yazmış, bunların arasında Katolik Kilisesi de var. Ancak kitabın 120. sayfasında, “… 30 Ocak günü üç bin Ermeni ile beş yüz Fransız askerinin bulunduğu Katolik Kilisesine saldırıya geçti.” demiş. Öğrendiklerimize göre Fransız komutan kentte 28 önemli nokta belirliyor ve güçlerini buralara yerleştiriyor. Şimdi sadece Katolik Kilisesi’nde 3 bin 500 kuvvet bulunuyorsa diğer yerlerde kim var? Kaldı ki bu kilise, asker veya sivil 3 bin 500 kişiyi nasıl barındırıyor, bu insanlar canlarını nasıl koruyor?

Madalyasız kitabındaki yanlışlar devam ediyor. Sayfa 51, olay Bayrak hadisesi. Kişi avukat Mehmet Ali, konu Alemi İslam’a hitap. Yazar bizim bildiklerimizin aksine, Mehmet Ali Beyin bu saatlerde evinde değil de iş yerinde olduğunu söylüyor. Sonra sinir, heyecan, duygusallık gibi anlatımların ardından, kaleme sarıldığını ve meşhur yazıyı hazırladığını belirtiyor. Ardından dairedeki birkaç memuru çağırttığını ve derhal mümkün olduğunca çoğalttırılıp kopyalarının her yere dağıtılmasını istiyor.  Ve “Mehmet Ali Bey’in beyannamesi öyle büyük ilgi gördü ki okuma yazma bilenler tarafından kısa sürede yüzlerce kopyası daha çıkarıldı. Uzak mahallelerin ara sokaklarında bile okunan beyannameden haberi olmayan neredeyse kimse kalmamıştı. (sayfa 52)” diyor. Bu konuyu uzatmıyorum ve olayın gerçeğini Kahramanmaraşlılara havale ediyorum.

Kitapta yine işgal kuvvetlerinin top atışlarıyla ve düşmanların her yeri yakmasıyla şehrin yangın yerine döndüğü ve halkın perperişan olduğu geçiyor. Evet doğru, ama neden Kahraman Maraşlıların düşmanı yok etmek için onlarca evini kendi eliyle ateşe verdiğini hiç yazmıyor. Bu fedakarlığı yapmış insanların hakkı neden gasbediliyor. Araştırın birçok kahraman Maraşlı, fakir fukara olmasına rağmen kendi evini kendi eliyle ateşe veriyor. Maraşlılar, müthiş bir savaş ortaya koyan insanlar, neden bu kadar küçümseniyor bu ifadelerle.

Gelelim çok da gerçek olmayan bir konuya daha, Maraşlıların silah, cephane ve erzak gibi konularda da perişan olduğunu yazıyor yazar. Evet, bu da olduğundan fazla abartılmış. Çünkü Maraşlıların da elinde silah var, cephane var ve erzakları var. Yaşanan sıkıntılara rağmen büyük bir yokluk içine düşülmemiş. Çünkü Maraş’ın zenginleri ve halkı elinden geldiğinden fazlasıyla bu savaşa destek vermiş. Şimdi nasıl olur da servetini bir çırpıda mücadeleye feda eden bu insanların fedakarlığı ayaklar altına alınır?

Evet, Yeniceli Mehmet Ağa servetini ortaya koymuş, 120 adamı toplamış yardıma gelmiştir. Ama Maraş’ın zenginleri bu fedakarlığı yapamamış mı? Eğer bu kadar çaresiz idiyse Maraşlılar nasıl oldu da 22 gün gece-gündüz bu savaşı sürdürdü ve tam kaybetme noktasındayken iradesiyle, kararlılığıyla kazandı.

Bu kitabı okumamanızı tavsiye ediyorum, hele hele Maraş’ın kurtuluş savaşıyla ilgili yeterli bilginiz yoksa asla yaklaşmayın ve bu kitabı kimseye de tavsiye etmeyin. Başlıkta da yazdığım gibi; bu şey Maraş’ın Kurtuluşunu Lekeleyen Bir Kitap. 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.