Kadınları genellikle evin en çok konuşanı, çenesi durmayanı; sürekli kocasının başının etini yiyen, bir anlamda kafa patlatan, kafa ütüleyen, dırdır eden, susmayan organizmalar olarak görürüz.

Her şeye yorum yapan, her şeye konuşan, akşama kadar yorulup gelen kocaya çenesiyle işkence çektiren, meseleleri enine konuna anlatan bir canlı diye biliriz.

Peki, aslında çoğu kadının derin bir suskunluğun içinde feryat ettiğini aklımıza hiç getirir miyiz?

Çok konuşuyor dediğimiz o kişilerin, ağzından tek kelime çıkmadan amansız bir anaforun içinde sürekli boğulduğunu hesaba katıyor muyuz?

Kadınlar susuyor ey insanlar ve Kadınlar niçin susar?

Bilmiyorum, ailelerinin kadınlara verdiği eğitimden midir, toplumun onların yakasına yapışıp bazı konulara hapsetmesinden midir ama korkunç suskunluğun içinde yaşıyor kadınlar.

Evinde olup bitenden kimsenin haberi olmamalı, evde olan evde kalır, evin mahremi dışarı yansıtılmaz gibi anlamsız bir öğretinin kıskacında ruhu param parça kadınlar neden susuyor?

Evet evliliğin ve evin mahremi vardır, gizi vardır, sırrı vardır, füsunu vardır ve bunlar anlatılmaz. Ya dedik mi kızlarımıza hiç; yavrum senin haklarının gasbedilmesi, onurunun kırılması, sana hakaret edilmesi, fiziksel ve ruhsal şiddete maruz kalman evin mahremi değildir.

Aksine bu bir insanlık suçudur, insanlığın katlidir ve bu noktada sır da olmaz mahrem de olmaz. Bu durumda susmak hakların en temeline, insanlığın en kutsalına en ağır haksızlıktır, hakarettir dedik mi?

Gelinlikle girdin, kefenle çıkarsın zırvalığıyla açık hava hapsine gönderdiğimiz kişilerin, her gün umutsuzluğa, korkuya, acıya sarılarak uyuduğunu ve sesini çıkaramamanın ağırlığı altında her gün kaybolduğunu gördük mü?

Susuyor kadınlar!

Duydukları hakaretler karşısında, yaşadıkları şiddet karşısında, terk edilme tehdidiyle, kovulma tehdidiyle, dayak korkusu ve tehdidiyle, sokaklarda bir başına kalma çaresizliğiyle, kendine bakamama kıskacında, ne yaparım endişesiyle korkunç bir suskunluğun içinde yaşayan kadınlar var, haberimiz var mı?

Babanın evi orada, kapı işte orası, gidersen mahvolursun, sana kim bakar, ben yoksam sen nesin ki gibi aşağılık tehdit ve hakaretler altında kadınlar niçin susar?

Ve aldatılan kadınlar, kocası olacak nesneye her şeyini vermesine rağmen, aldatılan kadınlar!

Sıkıldım, hayat beni bunaltıyor, ayrılmak istiyorum gibi zırvalıklar karşısında ne yapacağını bilemeden taviz taviz üstüne veren kadınlar, fedakarlık fedakarlık üstüne yapan kadınlar, bu durumda kadınlığından, onurundan, kişiliğinden ödün veren kadınlar niçin susar?

Sizin haberiniz var mı bütün bunlardan?

Küçük yaşlardan itibaren duydukları ve gördükleri nedeniyle kendini sürekli bir çaresizlik içinde, kocasına mahkum olarak gören, ailesinin kendisini kabul etmeyeceğini düşünen, ne olursa olsun kocana dön denileceğini çok iyi bilen kadınlar niçin susar?

Kızınıza yapılsa kıyametler koparırsınız değil mi sözde insanlar, sözde kabadayılar, sözde erdemli kişiler! Peki, hangi hakla bir başkasının kızına bunları yapıyorsunuz?

Siz hiç bir kadını böyle çaresizliğin içine terk ettiniz mi?

Siz hiç bir kadının böyle yaşamasına sebep oldunuz mu?

Siz hiç bir kadının gözyaşlarına hapsettiği feryadı duydunuz mu?

Siz hiç bir kadının yerine kendinizi koyup, yaşadığı talanı, vurgunu, haksızlığı, edepsizliği hissettiniz mi?

Kadınlar niçin susar, kadınları kim susturuyor, kadınlar konuşursa ne olur?

En başta inandığımız sistemi yanlış anlamamız, dünyaya ilkel düşüncelerle bakmamız, hayatı iptidai perspektiften okumamız sebebiyle her gün adeta bir suç işliyoruz, hakları gasbediyoruz, kalpleri kırıyoruz!

Hatta bir hayatı talan edip, varını yoğunu çakala, puşta, şerefsize, namussuza peşkeş çekiyoruz.

Kadınlar susmamalı, kadınları susan bir toplumun insanlığa konuşacak bir tek kelimesi dahi yoktur!

Ya şiddet gören, tehdit edilen, dışlanan, terk edilen, aldatılan bütün kadınlar konuşsun ya da bütün dünya sussun!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Gamze Gökcek 2 yıl önce

Evet