“Suçatı’ndan Kurucaova’ya Onikişubat’ın Kültürel Mirası” başlıklı konferans, Prof. Dr. Cevdet Merih Erek’in anlatımıyla Onikişubat Belediyesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
Geniş yüzölçümü ve binlerce yıllık kadim geçmişiyle güçlü bir kültürel miras hazinesine sahip olan Onikişubat’ın zenginlikleri, Prof. Dr. Cevdet Merih Erek’in konuşmacı olarak katıldığı Suçatı’ndan Kurucaova’ya Onikişubat’ın Kültürel Mirası balıklı konferansta anlatıldı.
Programda, Onikişubat’ın tarih boyunca ev sahipliği yaptığı medeniyetler, arkeolojik bulgular ve kültürel sürekliliğin önemi ele alındı.
Onikişubat Belediyesi Konferans Salonu’nda düzenlenen anlamlı konferans, ilçenin tarihine ışık tutarken, katılımcılara da geçmişle bağ kurma fırsatı sundu.
Konferansın açılış konuşmasını Onikişubat Belediyesi Kültür, Sanat ve Sosyal İşler Müdürü Muhammet Kılıçsallayan yaptı. Kılıçsallayan akabinde konferansın konuşmacısı Prof. Dr. Cevdet Merih Erek’i kürsüye davet etti.
“Maraş’ta kazdığımız her toprak parçası bizim ortak mirasımızdır”
İlgili personelin yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte Prof. Dr. Erek, bölgede 19 yıldır yürüttüğü bilimsel çalışmaların ışığında Onikişubat’ın geçmişine dair önemli bilgiler paylaştı.
Konuşmasında Maraş coğrafyasının Anadolu tarihindeki eşsiz yerini vurgulayan Prof. Dr. Cevdet Merih Erek, kültür kavramını sadece geçmişin kalıntılarıyla değil, yaşanmış duygular ve insani mirasla birlikte değerlendirmek gerektiğini belirtti.
“Kültür, bu topraklarda bizden önce yaşayan tüm insanların bize bıraktığı duyguların, yaşam biçimlerinin ve değerlerin toplamıdır. Bu miras sadece tarihçilerin değil, hepimizin ortak sorumluluğudur” ifadelerini kullanan Prof. Dr. Erek, kazıların yalnızca bilimsel değil, toplumsal bir bilinç oluşturma amacını da taşıdığını ifade etti.
14 Bin Yıllık Tarih: Suçatı’ndan Kurucaova’ya
Prof. Dr. Erek, Onikişubat ilçesinin Anadolu’nun en eski yerleşimlerinden birine sahip olduğunu belirterek, bölgenin 14 bin yıllık kültürel geçmişi barındırdığını söyledi.
“Onikişubat, Neolitik dönemden bugüne kesintisiz bir yerleşim alanıdır. Bu bölgedeki her kaya, her su kaynağı, her iz binlerce yıl öncesine uzanan bir hikâyeyi taşır”diyen Erek, “Milattan önce 10.000, 14.000 dediğimiz zaman tarih nedir biliyor musunuz? Şöyle anlatayım: İnsanların büyük buzlu devirlerinden çıkıp, mağaraların içlerinden sonra bir köy kurdukları, ilk köy kurdukları gelene kadar zaman olanda kalan artık biraz böyle hareketli, coğrafyalar arasında gidiş geliş yapan, bir insanın yaşadığı dönemden bahsediyoruz. Yani 14.000 yıl öncesinden bahsediyoruz. 14.000 yıl çok büyük bir zaman dilimi. Ve burada kalan bütün kültürel mirası böyle gözümüzle görerek ortaya çıkarmamız mümkün değil. Biz ne yapıyoruz? İşte onları kazarak ortaya çıkartıyoruz. Onların bulunduğu alanlarda çalışmalar yapıyoruz ve bu mirası, bu potansiyeli açığa çıkarmış oluyoruz” ifadeleri kullandı.
“Geçmişi korumak, geleceğe yatırım yapmaktır”
Erek sözlerini devamın Suçatı, Püren Geçidi ve Kurucaova çevresinde yapılan kazılarda elde edilen bulguların Anadolu arkeolojisi açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.
Kültürel mirasın sadece korunması değil, yaşatılması gerektiğine de dikkat çeken Prof. Dr. Erek, mirasın ekonomik, eğitimsel ve toplumsal açıdan katma değere dönüştürülmesi gerektiğini belirtti:
“Bir fabrikanın üretim aşaması gibi düşünelim; biz yıllardır temelleri attık, projeleri geliştirdik. Artık bu kültürel mirası yaşatarak kazandırma aşamasına geçmemiz gerekiyor.”
Depremle birlikte kaybolan tarihi dokuların yeniden canlandırılmasının önemine değinen Erek, “2023 depremleriyle birlikte Maraş’ın hafızasının bir kısmını yitirdik. Ancak kültürel mirasın değerini bilip onu koruyabilirsek, yeni nesillere kimlikli bir şehir bırakabiliriz.” dedi.
Soru-cevap olarak devam eden konferansın sonunda Onikişubat Meclis Başkanvekili Ayşe Cesur tarafından günün anısına Prof. Dr. Cevdet Merih Erek’e hediye takdiminde bulunuldu.




